Çocukluğumuzdan beri tekrar ettiğimiz, cami kürsülerinde, hutbelerinde, vaazlarda, televizyonlarda hocaların komutu eşliğinde hafızalara kazınıp, toplumun kulağına aşina diline pelesenk olan bir dua,
“Ya Rabbi son nefeste kelime-i şehadet getirerek ölmeyi nasip eyle”.
Aynı zamanda toplum olarak bildiğimiz, Kur’an-ı Kerim’de kıssa olarak anlatılan Firavun’un son nefesinde iman etmesi ve Allah’ın bunu red etmesi. Yukarıdaki dua ile Kur’an-ı Kerim’deki Firavun kıssası ne kadar çelişkili değil mi? Rabbimiz Kur’an’daki kıssaları, dersler çıkarıp öğüt almamız için anlattığını bildirmektedir. Aslında bu çelişkili ve yanlış olan duanın yerine olması gereken dua şudur ;
“Ya Rabbi son nefesimize kadar imanımızı korumamız konusunda bize destek olmanı, yardım etmeni senden istirham ederiz”.
Kur’an okuyan aklın, insan mantığıyla harmanlanıp yoğrulması sonucuna uyan dua şekli budur. Alemlerin Rabbi Yüce Allah, hayatını Kur’an ile şekillendiren, iyi bir müslüman olarak yaşayan kulunun, son nefesinde imansız olarak ölmesini ister mi? Buna müsade eder mi? Asla ve kat’a, bu, Kur’an-ı Kerim’in tanımladığı Rahman ve Rahim olan Allah’a yakışmaz! !
Birde bunun tam tersini düşünelim, hayatı boyunca dünyaya bağlanarak Rabbini unutan, Rabbinin Kitabından yüz çevirip büyük günahlara dalmak suretiyle şeytanın oyuncağı haline gelen bir insanın son nefesinde getireceği ” kelime-i şehadet” kendisini kurtarabilir mi?
Benim kitabımdan yüz çevirenin dar bir geçimi olur ve kıyamet günü de onu kör olarak haşr ederiz. 20.Sure/Taha/124