KUR’AN’A ÇAĞIRMAK FİTNE Mİ?

Ne garip değil mi ? Azgınlığın zirve yaptığı bir dönemde, yüksek ahlak sahibi Mekke’li yetim, Muhammed (A.S) elçi tayin edilmiş, tüm kontrolü yaratıcının mutlak iradesiyle gerçekleşen 23 yıllık bir süreçte, ince hesaplarla yavaş yavaş indirilen ayetlerin tamamlanmasıyla eski bir dönem kapanıp , insanlığa yeni bir format atılıp yeni bir döneme girilmiş, bu zaman zarfında çekilen işkenceler, yanan canlar, verilen şehitler, hepsi Kur’an için

Günümüze baktığımızda, nereden nereye geldik, neden fırkalara ayrıldık? Fırkalar bize ne verdi? İnsanlığı birleştirme misyonu verilen Kur’an’a, onu anlamak için neden farklı farklı fırkalara ayrıldık?

Bu bir fitne mi?

Batının kafir zihniyeti bu fitneyi keşfetmiş, kendi halkının huzur ve refahı için, kardeşlerimizi varil bombalarıyla, misket bombalarıyla paramparça etmiş, hatta bizi kendi kendimize kırdırmıştır.

Biz neden uyuyoruz asıl sıkıntı burada, kardeşlerimizin bebekleri cansız vücutlarıyla sahile vururken neler hissediyoruz? Dergahlara kapanıp nefsimizi mi terbiye ediyoruz, sakalımızı düzeltirken dört parmak mesafesine ne kadar dikkat ediyoruz? bıyıklarımızı kısaltırken dudağımızın üzerine taşmamasına ne kadar özen gösteriyoruz, yemek yerken sağ elimizle mi yiyoruz, misvak kullanıyor muyuz, kaç kertenkeleyi bir vuruşta öldürüp yüz’er şehid sevabı kazandık?

Fitnenin ne olduğu gün gibi ortadayken, müminlerin birlik beraberliğine darbe vurup parçalanmasına yol açan, yaratıcımızın adeta gözümüzün içine kadar soktuğu fırkalara ayrılmayın ikazının yer aldığı ayetlere rağmen, Allah’a rağmen, neden fırkacılığa sahip çıkıp birbirimizi yiyoruz? Neden fırkalarımızı gruplarımızı yarıştırıp, asıl dosdoğru yol bizim fırkamız diyoruz?

Neden ; Kur’an’da toplanalım, bir olalım diyenleri, Kur’an’a çağıranları fitnecilikle suçluyoruz?

Hangi fitne, kime göre fitne, neye göre fitne?

Neden?
Neden?