Kur’an’la ilk tanıştığımda daha ilkolu bitirmemiştim. Babamla beraber cemaatle kıldığımız akşam ve yatsı namazlarından sonra imamın okuduğu 2 aşrı duyarak ezberlemiştim. Bunlar kısa olduğu için sıkılmıyordum. Ama mezarlıklarda okunan Yasin suresi ve ramazan aylarında okunan mukabeleler uzun olduğu için çok sıkılıyordum.
 
Neden sıkıldığımı bilmemekle beraber yoğun bir özeleştiri nöbetine girerek Allah’ın ayetlerinden sıkılmamam gerektiğini kendime kızarak telkin ederdim.İçinde bulunduğum bu sıkıntılı durumu yıllarca kimseye anlatamadım. Ancak 40 yaşına geldiğim zaman anladım ki, kendi dilinde düşünebilen biri olarak kendi dilimde okumadığım ve kendi dilimde dinlemediğim Kuran ayetlerini düşünmek istiyormuşum ve düşünemediğim için sıkılıp bunalıyormuşum…!

Yorum bırakın