Hiçbir araştırması, sorgulaması, gayret ve çabası, tetkik ve tahkiki olmadan sadece müslüman bir coğrafyada doğmanın avantajı derecesinde ”müslümanım elhamdülillah” demek suretiyle inanan taklit ehli iman sahipleri, ve buna emsal teşkil edip tıpkısına muadil olan hristiyan, yahudi ya da diğer dinlere ait coğrafyalarda doğmanın avantajı nispetinde inanan taklit ehli iman sahiplerinin durumunda bir fark olduğunu söyleyebilirmiyiz ?
 
Buradan yaratılış adaletiyle ilgili keskin bir soru çıkmaktadır. Sonsuz adalet sahibi Rabbimiz Yüce Allah, müslüman toplumlarda yarattığı kullarına torpil geçip, müslüman olmayan toplumların bireyi olarak yarattığı kullarına ceza mı vermiştir ?
 
Halkı müslüman olan bir ülkede dünyaya gelmemiz ve kendimizi hop diye içinde bulduğumuz dine ait mezhep öğretilerine körü körüne teslim olmamızın dosdoğru bir yol olduğunu düşünüyorsak eğer, farzı misal, geneline yakını katolik hristiyan olan avrupanın herhangi bir ülkesinde yaratılsaydık, dindar katolik bir hristiyan olarak yetişmezdik, dinimizi ve mezhebimizi büyük bir taassupla savunmazdık diyebilir miyiz? Buna paralel olarak, taklit ehli din adamlarımız için katolik bir papaz ya da rahip olmazlardı diyebilir miyiz?
 
Müslüman olmayan coğrafyalarda doğan hristiyan, yahudi ya da diğer müslüman olmayan toplumlarda yaşayan insanların dosdoğru yolu, hakikati bulmaları için dinlerini ne kadar araştırıp sorgulamaları gerekmekte ise, Müslüman coğrafyalarda doğup büyüyen müslümanların da dosdoğru yolu, hakikati bulmalari için o kadar araştırıp sorgulamaları gerekmektedir.
 
Sonsuz adalet sahibi, Kendisinden Başka İlah Olmayan Alemlerin Rabbi Kainatın Tek Efendisi Yüce Allah, müslüman coğrafyalarda yarattığı kullarına torpil geçip, müslüman olmayan toplumların bireyi olarak yarattığı kullarını cezalandırmamıştır !!!

Yorum bırakın