Toplumun doğru zannedip yaşadığı mezhep taklitleri üzerine kurulu, olmayan tek şeyin hurafelerin haddi hesabı olduğu geleneksel müslümanlık, Kendisinden Başka İlah Olmayan Alemlerin Rabbi Kainatın Tek Efendisi Yüce Allah’ın kullarına verdiği fıtratsal zenginliği, kaliteli ahlaki açılımları ortaya çıkaramamaktadır. Ters giden birşeylerin olduğu kesinlikle ortadadır.
 
Mesela, devlet kadrosunda yer kapabilmek, bir başka tabirle ”devlete kapak atmak” , kamu görevlisi olmak v.s için sırtını devlete yaslamaya çalışmak, ya da diğer kamu hizmetleriyle ilgili, örneğin en basitinden bir hastane randevusu almak için torpil arayışlarına girip, araya hatırı sayılır kişiler koymak suretiyle kendisine ayrıcalık tanınmasını beklemek, gerçek bir müslümana yakışmayacak davranışlardır.
 
Bu, aynı zamanda ”şefaat” inancının dünyevi bir versiyonudur. Kur’an-ı Kerim’de kırktan fazla ayette konu edilen şefaat kavramı, hakkında kırktan fazla ayet olmasına rağmen yana yana hadis aramak suretiyle ”şefaat” peşinde koşmak, dünyada işlerini torpille yaptırmaya alışmış olan kesimin bir beklentisi olabilirmi sorusunu da akıllara getirmektedir.

Yorum bırakın