EY TARİKAT EHLİ !

Bedeniniz ve bedeninizin en önemli iki organı kalp ve beyin, size emanet olarak, belli şartlar ve ölçüler doğrultusunda verilmiştir. Bu şartlar ve ölçüler, sizin altına imza atıp onayladığınız bir taahhütnamedir.

Bu organlar birer et parçası olmayıp sizin, maddesel ve ruhsal bedeninizi Kur’an üzerine inşaa edeceğiniz, hem maddesel organizmanızı yöneten, hem de ruhsal yapınızı düzenleyip islah eden, Allah’ın farklı boyutlardaki ayetleridir. Bu ayetleri ancak ve ancak, Kur’an ayetleriyle buluşturup, hakikatı, olması gerekeni, varlığınıza, tüm benliğinize doldurabilirsiniz.

Dergahlarda, ya da sohbet alanlarında anlatılan keramet / mucizelerin doğaüstü / insanüstü yönleri, ruhsal bedeninizi cezbedip, maneviyatınızı etkileyerek, gayba olan imanınıza darbeler vurmaktadır.Bu ruhsal durumu, Allah Rasulleri/Nebileri’nin vahiy süreçlerinde muhataplarından bazılarının mucize istediklerini örnek göstererek Rabbimiz İsra:59. ayette belirtiyor.

”Mucizeler göndermekten bizi alıkoyan husus, öncekilerin mucizeleri yalanlamış olmasıdır. Nitekim Semûd kavmine gözle görülebilen bir mucize olarak dişi deveyi vermiştik de, onu haksız yere öldürmüşlerdi. Oysa Biz, mucizeleri yalnız korkutmak için göndeririz” (İsra:59)

Sünnetullah mucizelerle doludur.Sünnetullah gereği, eski nesillere göre son derece üst düzey olan insan zekası, Allah’ın gözle görülebilir mucizelerini Sünnetullah gereği ortaya dökmeye çoktan başlamıştır.

Mürşidi kamili rabıta yaparken adab üzeri oturmanın ve başı sol yana eğerek, usulü adabı yerine getirirken, vücudunuzdaki tüm kasların yüzbinlerce işlemini saniyeler içinde yapan beyindeki yüz milyar sinir hücresi, oksijen, kan ve elektrik enrjisinin karışımı olan bir yakıtla çalışır. Şeyhinizin resimlerini aramaya başlayan bu sinir hücreleri, milyonlarca resmin arasından şeyhinizin resmini saliseler içinde bulup çıkartır.

Resimdeki şeyhin alnından akan nuru kalbinize transfer ederken bu hücreler hummalı bir çalışmaya girererken, bazı kalpler, fıtratı gereği bu transferi reddetse de emanetçileri, beynini zorlayarak bu transferi gerçekleştirmede ısrarcı olur.

Bütün bunları yapabilmeniz için Rabbiniz, gerekli yeryüzü dengesini sağlamak için, dünyayı kendi ekseni etrafında saatte 1.600 km hızla, güneş etrafında 107.000 km hızla,güneş sistemini samanyolu galaksisinin etrafında saatte 900.000 km hızla döndürüp, samanyolunu da, kendisiyle birlikte Yerel Galaksi Kümesini oluşturan diğer galaksilerle birlikte, 150 milyon ışık yılı uzağındaki süper galaksi kümesine doğru 3.000.000 km/saat hızla ilerletiyor.Bunlar Rabbimizin çok kolay olarak yaptığı basit işlerdir.Keramet/mucize örnekleri olarak bunlar yetmezse kainat sayısız mucizelerle doludur.

Bir mümin kalbinde bölümler açıp, bir bölüme Allah’ı diğerine peygamberi,diğerine de şeyhini koyabilir mi?
Bu imkansız olup kalbin sahibine bir isyandır.Kalbe yüzde yüz olarak hiç boşluk kalmamaca sadece kalbin tasarımcısını,mimarını,mühendisini Alemlerin Rabbini koyabilir.Bu da sadece Kur’an tefekkürü ile mümkündür.

Kur’an’ı her topluma, üzerinde uzun uzun düşünsünler,ibret alsınlar,öğüt alsınlar diye kolaylaştırdığını söyleyen Allah’tır.O zaman, Kur’an’ı sen anlayamazsın diyenler, buna mukabil Kur’an’ı biz anlayamayız diyenler mi yalancı, yoksa Kur’an’ı tüm insanların anlayabileceği şekilde açıkladım diyen Allah’mı yalancı?

Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Biz, öğüt alacak bir kavim için âyetleri ayrıntılı olarak açıkladık. (Enam:126)

Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? (Kamer:32)

Yorum bırakın